EtkinlikSöyleşi

Demokrasi Nedir?

Demokrasi Nedir? başlıklı Felsefenin Yaşamı & Yaşamın Felsefesi söyleşi dizisinin beşinci oturumuna Ankara Üniversitesi Felsefe Bölümünden Doç. Dr. Eyüp Ali Kılıçaslan ve İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümünden Öğr. Gör. Yasin Gurur Sev konuşmacı olarak katılmışlardır. 18 Şubat 2017 tarihinde gerçekleştirilen söyleşi Çankaya Belediyesi Gülten Akın Salonunda düzenlenmiştir.

Felsefenin Yaşamı & Yaşamın Felsefesi -5- | Demokrasi Nedir?

Çankaya Belediyesinin katkılarıyla Çankaya Felsefe Söyleşileri olarak 2016 Ekim – 2017 Mayıs ayları arasında ilk kez düzenlenen söyleşi dizisinin moderatörlüğünü FKSD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Apaydın üstlenmiştir.

Söyleşi dizisinin beşinci oturumunda FKSD üyelerince hazırlanarak konuşmacılara yöneltilen soru metinleri şu şekildedir:

Soru 1.

Demokrasi kavramının her ele alınışında, derhal sözcüğün etimolojisindeki demostan söz edilir. Ve bilindiği gibi, eski Yunancadaki demos kavramı günümüzdeki hemen her insanın zihnine halk kavramıyla özdeşleşerek yerleşmiştir.

Bu noktada ilk sorumuz şu: Eski Yunancada kratosa eklemlenen halk anlamındaki kavram olarak demosla, günümüzde halk denince daha çok anlaşılan ethnos kavramı arasındaki fark nedir? Bir başka ifadeyle Drakon yasalarının açmazları ve vahşeti sonrasında antik Atina’da Solon reformlarıyla başlayan, Kleisthenes’le yerleşen ve Perikles’le gelişen sistemin adı neden ethnokratia değil de demokratiadır?

Soru 2.

İkinci sorumuz felsefe ve demokrasi arasındaki ilişkiye dair.

Bilindiği gibi basit referans kitaplarıyla (ansiklopediler, sözlükler vb) okul ders kitaplarında felsefenin demokrasiyle birlikte ortaya çıktığı sıklıkla ve ilkin olarak vurgulanır. Bununla birlikte felsefede demokrasi rejimine yönelik ilk kapsamlı yapıt olan Platon’un Devlet diyalogunun bilhassa sekizinci kitabı, filozofun demokrasiye ilişkin serzenişleriyle doludur[1]. Ve kuşkusuz demokrasi tarihinin ilk büyük günahlarından biri de ilk büyük filozof Sokrates’i ölüme mahkûm etmesidir.

Bu noktada sorumuz şu: Felsefenin tarihsel olarak demokrasiyle olan bu ilişkisini sizce nasıl okumak gerekir? Eski Yunanların demokrasi için sıklıkla kullandıkları ifade olan in meso (her şeyin ortaya konması) şeklinde bu konuya nasıl bakarsınız?

Soru 3.

Günümüzde “Nasıl bir rejim?” sorusunun yerini “Nasıl bir demokrasi?” sorusunun aldığını gözlemliyoruz giderek. Bu durum da demokrasinin olası tüm diğer düzenler karşısında rüştünü kanıtladığına dair yaygın bir kanaatin oluşmasına da zemin hazırlıyor.

Sorumuz şu: Olması gerekeni kendine konu edinen yegâne disiplin olan felsefede, bilhassa da siyaset felsefesinde böyle bir sonlanma var mıdır? Yani filozoflar açısından demokrasinin olması gereken olarak kabul gördüğünü söylemek mümkün müdür?   

Soru 4.

Üçüncü soruya paralel olarak, günümüzde yaygın bir şekilde olması gereken olarak benimsenen demokrasiye ilişkin, yaygın bir endişeden de söz etmek gerekiyor. Öyle ki, pek çok insan, demokrasinin bizzat kendini kendi elleriyle yok edebilecek bir kudrete sahip olduğu endişesini taşıyor. Sözgelimi Jean-Luc Nancy, demokrasiyi insanın kendi kendisinin riski ve şansı olarak belirtirken[2], bu endişe duygusunu örtük olarak dile getirir. Ki, yakın geçmişte, faşizm ve nazizm gibi düzenlerin de bizzat demokrasi vasıtasıyla ortaya çıkması, bu durumun somut bir kanıtı olarak gösterilebilir. Yani, demokrasi, bir-arada-yaşama kültürü için, bir bakıma belli bir amacı esas alan bir düzenken, bir bakıma da belli araçların tüm düzenleri yerle bir edebileceği oldukça zayıf bir zemin olma özelliği de taşıyor.

Bu noktada sorumuz şu: Sizce, demokrasinin bu endişe verici yapısal sorunu,

  • Eşitlik yerine farklılıkları mı gözetmesinden, yoksa farklılıklar yerine eşitliği mi gözetmesinden kaynaklanıyor?
  • Ya da yurttaşlar arasında ayrımcılık yapmasından mı, yoksa yapmamasından mı, kaynaklanıyor?

[1] Söz konusu eserinde, demokrasiyi oligarşiden dönüşen bir sistem olarak ele alan (555b) Platon, bu sistemin oligarkların ya da zenginlerin yoksullar tarafından kovulması ya da korkudan kaçıp gitmeleri sonucu ortaya çıktığını belirtir(557a). Filozof, eşitlik ve özgürlük üzerine kurulu bir düzen olmasından ötürü bütün devlet düzenleri içindeki en güzel devlet düzeniymiş gibi göründüğünü dile getirir demokrasinin(557c). Fakat bu noktada filozof için demokrasinin en büyük açmazı ve kabul edilemez tarafı, eşit olana da eşit olmayana da hiçbir ayrım yapmaksızın aynı eşitliği dağıtmasıdır(558c).

[2] Nancy, Jean-Luc; Demokrasinin Hakikati; çev. Murat Erşen; Monokl yay.; İstanbul 2010. s. 69


Demokrasi Nedir?

Etkinlik Künyesi

Düzenleyenler

  • Felsefe Kültür Sanat Derneği
  • Çankaya Belediyesi

Konuşmacılar

  • Doç. Dr. Eyüp Ali Kılıçaslan | Ankara Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi
  • Yasin Gurur Sev | İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Görevlisi

Tarih ve Saat

  • 18 Şubat 2017 Cumartesi | 14.00

Adres

  • Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi | Gülten Akın Salonu